31 Temmuz 2024 Çarşamba

 

AĞAÇ EV SOHBETLERİ 258

Uzun zamandır blogta yoktum. Çalıştığım birim yoğun olunca bayağı ara verdim..
Haftanın konusu: "2024 Paris Olimpiyatlarını izliyor musunuz?"

Olimpiyatları işten eve döndüğümde elimden geldiğince izliyorum. Voleybol maçımızı işte olduğum için seyredemedim. Âmâ çok heyecanlı ve müthişti!! Okçulukta iyi gidiyoruz. Yüzme yarışlarını seyretmek çok keyif veriyor.
Açılış töreni çok etkileyiciydi..
Bazen Eurosport tan da takip ediyorum  olimpiyatları..
Umarım olimpiyatlarda daha başarılı oluruz..

14 Temmuz 2021 Çarşamba

2021-18-Jules Amcam-Guy de Maupassant

 Birbirinden bağımsız kısa hikayelerden oluşan eserimizin kitaba adını veren hikayesini anlatacağım: iki arkadaş yolda yürürken ak saçlı yaşlı bir yoksul onlardan sadaka ister Joseph de beş frank verir ve nedenini açıklar. Joseph ‘ ın ailesi fakir bir yaşam sürmekteydi bunun nedeni de babasının kardeşi olan Jules amcasının aile servetini boş yere yiğip bitirmesiydi. Aile biranda fakirleşmiş ve Jules amcası Amerika’ya ceza olarak göndermişlerdir. Jules amca da hatasını anlayıp pişman olmuş çok çalışarak para kazanmaya başlamıştır.



Bir gün ailesine mektup yazarak Güney Amerika gezisine çıkacağını zengin olur olmaz da hatasını telafi için onlara para yardımında bulunacağını söyler. Aile fakirlikten kurtulacakları için çok mutlu olurlar ve her Amerika’dan gelen gemide Jules olur diye giyinip süslenip onu karşılamaya giderler. Ama elleri boş dönerler. Bir gün kısa bir deniz gezine çıktıklarında gerçekler ortaya çıkacaktır.

Kitap gerçekten sürükleyici...

Kitap puanım 8

2021-17-Siyah Lale-Alexandre Dumas

 Tarihi romanlarıyla ünlü Alexandre Dumas’ın kaleme aldığı “Siyah Lale”, Fransız ve dünya edebiyatının en önemli başyapıtlarından biri. Tarihi, toplumsal ve siyasi olaylarla hayalin harmanlandığı romanda yazar, iki lale yetiştiricisi bahçıvanın hikâyesini anlatıyor. Dumas, eserinde tarihi bir döneme ve lalenin bir ülkenin toplumsal hayatındaki yerine ışık tutmanın yanında, insanı bir yaşam boyu ayakta tutan duyguların resmini çekiyor bizlere…


Dumas, insanın tutkularını ve duygularını Harlem Çiçekçilik Derneği’nin açtığı “siyah lale” yarışmasına katılan iki lale yetiştiricisi Cornelis van Baerle ve Isaac Boxtel ile van Baerle’nin sevgilisi Rosa üzerinden öylesine etkileyici bir şekilde anlatıyor ki, hırsın insan ruhunu nasıl yorduğuna, azmin ise nasıl geliştirdiği ve güçlendirdiğine bizatihi şahit oluyor insan. Cornelis van Baerle örneğinde olduğu gibi bir insanın işini büyük bir tutku, azim ve sabırla yaptığında neleri başarabileceğini; ama Isaac Boxtel örneğinde olduğu gibi hırslarınızın kurbanı olup, kıskançlık ve kıskançlığın getirdiği kin ve nefret duygularının esiri olduğunuzda da başınıza nelerin gelebileceğini görüyorsunuz. Elbette Rosa örneğinde olduğu gibi saf aşkın insana nasıl güç ve kuvvet verdiğini de unutmamak gerekiyor. Bu aşkın insana verdiği enerjiyi ve mücadele ruhunu tüm boyutlarıyla yaşıyorsunuz.
Gerçekten de kitabı okurken, bizleri bir yaşam boyu ayakta tutan bu duyguları düşünmeden edemiyor insan… Sevgiden saygıya, şefkate, fedakârlığa, cesarete, dostluğa kadar… Nefretten, bencilliğe, cimriliğe, korkaklığa, kıskançlığa kadar… Her bir duygunun insan yaşamında ve toplumsal hayatta denge içerisinde kullanılması gerektiğini bir kez daha anlıyorsunuz. Bir insanın bir şeyi yürekten istediğinde nasıl başarabileceğini, hayatımızı duygularımız üzerinden nasıl yaşadığımızı, kararlarımızı duygularımızın nasıl etkilediğini ve yönlendirdiğini yakından görmek açısından çok keyif vericiydi “Siyah Lale”yi okumak benim için. Kitabın benim beklediğim şekilde sonlanması da ayrıca bana mutluluk verdi diyebilirim. Kitabı herkese canı gönülden tavsiye ederim. Herkese iyi okumalar dilerim.

2021-16-Işıklar Sönünce -Agatha Christie

 Agatha teyzemin vefatından yıllar sonra bulunan (ilk yayımlanma 1997), içerisinde 9 öyküsünün bulunduğu bir eser. Kimi baskılar 7 tane öykü basarken kimi baskılar bunu 9 öykü olarak basmışlar, buna da lafımız yok. Yeter ki güzel olsun.


Adı geçen hikayeler ise: Düşteki Ev, Aktris, Uçurum, Noel Macerası, Yalnız Tanrı, Manx Altınları, Duvarın Gizlediği, Bağdat Sandığının Esrarı, Işıklar Sönünce. Poirot ne yapar diye soracak olursak herhalde cinayet davalarını çözer, suçlularla savaşır gibi klasik ‘Dedektif Romanları’ cevabı veririz. Aşk, sadakat, hırs gibi temaların daha fazla ön plana çıkarıldığı bir eser görmek ve Poirot’u da pek fazla görememek de bambaşka bir bakış açısı tabi.
Kitap çok hoşuma gitti. Tam bir başucu kitabı. Agatha Christie, diğer romanlarına kıyasla bu hikayelerde insan duygularına daha çok yoğunlaşmış. Hepimize iyi sabahlar, keyifli okumalar dilerim.

16 Haziran 2021 Çarşamba

2021-15-Kısmet-Tuğçe Işınsu

 Türk tarihinde de tılsımların önemli bir yeri vardır. Osmanlı zamanına dayanan tılsımlı gömleklerle savaşa girmiştir.

Tılsım etki eden ve enerjiyi başlatmaktır.



"Kısmet" kitabında yazarımız değişimi bilinçaltında başlatarak güzel sonuçlar alacağımızı vurguluyor.

Özellikle şaşırdığım ve çok beğendiğim bölüm; aynı olumsuz şeyleri üst üste yaşamakla ilgili enerji blokajlarını nasıl çözümleriz, neler yaparsak enerjimizi açmış oluruz. Ağzımızdan çıkan şey başımıza geliyor ve işin içinden çıkamıyoruz Biz nasıl bu durumdan çıkarız? Zorluklar aslında bize neyi anlatmak istiyor, buradaki mesaj nedir? Gibi birçok gizemini koruyan konularla ilgili düşüncelerinizi düzenleyecek ve size harika enerjiler verecek.


Kitap puanım 7

2021-14-Ev Sahibesi-Fyodor Dostoyevski

 Ev Sahibesi Rus yazar Fyodor Dostoyevski'nin 1847'de yazdığı bir novellasıdır.

Novella, genc bir adam olan Ordinov’un kilisede görüp beğendiği Katerina'ya karşı duyduğu tutkulu aşkı konu alır.

Evinden taşınmak zorunda olan Ordinov, Katerina ve yanında bulunan yaşlı adam Murin’in evine kiracı olarak taşınır. Ordinov çok tuhaf görünüşleri olan ev sahibesi ile yaşlı adamın, aralarında nasıl bir ilişki olduğunu anlamaya çalışır. Doğrusu bende yaşlı adamla Katerina’nın arasında nasıl bir ilişki olduğunu anlamış değilim. Her ne kadar yaşlı adam Ordinov’a ,Katerina’nın ruh halinin normal olmadığını kimsesi olmadığı için onu yanına alıp onunla evlendiğini söylese de. Yaşlı adam dini kullanan biridir. İnsanlara büyüler yapıp, fallarına bakar. Katerina’nın bu yaşlı adama tuhaf bir bağımlığı vardır.


İnsanda oldukça merak uyandıran bu roman, uyandırdığı bu merakın hakkını vermeyen bir sonla bitiyor. Roman okuyucunun da ruh halini etkilemeyi başarıyor. Dostoyevski bunu hep yapıyor. Karakterler öyle güçlü bir anlatımla tahlil ediliyor ki, okuyanda romanın ruhsal dünyasında buluyor kendini. Romanda bahsi geçen kişiler genellikle hasta. Fiziksel ve ruhsal yönden sorunlar yaşayan insanlar. Birde Dostoyevski’nin güçlü anlatımı okuyucuya da hasta edebiliyor. Yaşanan acılar ve olaylara verilen ruhsal tepkiler okuyucuyu bir ahtapotun kolları gibi sarıp bırakmıyor.

Katerina’nın geçmişte yaşadığı olayların etkisinden kurtulmayan melankolik ruh hali, okuyucuyu, Katerina'nın neler yapabileceği konusunda garip bir beklenti içinde bırakıyor. Yaşlı adam Murin’in davranışları ve kahramanımız Ordinov’ın Katerina'ya olan tutkusu ve yaptığı iç hesaplaşmaları ile hayal dünyasından gerçek dünyaya geçişte yaşadıkları da, bir o kadar ilgi çekici oldu, benim için.

Kitapta Ev Sahibesi adlı ana öykü dışında üç öykü daha yer alıyor .Bu öyküler de çok sürükleyici...
Kitap puanım ***100

30 Mayıs 2021 Pazar

2021-13-Otuzunda Kadın -Honore de Balzac

 Balzac Julie’nin hikayesinden bahsederken “ Bu öykü aşkın, tablosunu çizmekten çok, tehlikelerini, işleyişini açıklamaktadır. ” der. Bir genç kızın aşkının peşinden gidişi ile başlamıştır her şey.  Kitaptan çıkarılabilecek sonuçlardan birisini de yine kendisi söyler : “ Bazen bir davranış bütün bir yıkımı geliştirir; bir sözün söylenişi bütün bir yaşamı geliştirir; bir sözün söylenişi bütün bir yaşamı parçalar, bir bakıştaki vurdumduymazlık en mutlu tutkuyu öldürür. ”

 


Otuzunda Kadın bir genç kızın evliliğiyle başlayıp ölümüne kadarki yaşamını konu edinmiştir. Kitap beş bölümden oluşmaktadır: İlk Yanlışlıklar, Gizli Acılar, Otuz Yaşında, Tanrı’nın Parmağı , İki Karşılama ve Suçlu Bir Ananın Yaşlılığı. Güzel, iyi bir genç bir kız olan Julie babasının sözünü dinlemeyerek bir albayla evlenir. Ancak evlendikten sonra Albay’a aşık olmadığın anlar ve aşık olmadığı bir adamla hayatını nasıl geçireceğini düşünür. Mutsuz halini eşinin teyzesi fark eder ve gençliğinde aynı şeyleri yaşadığını söyler. Ancak sonrasında yazar bizi şaşırtır ve Julie’nin umudu teyze ölür. Son umudunu da kaybeden Julie artık günlerin geçmesini ve ölümünü bekler. Doğan kızı Helene’de Julie’ye mutluluk getirmez. Yaşamı boyunca başka erkeklerle gönül ilişkisi olsa da eşi Mark Victor’dan ayrılmıyor. Daha sonra kızı da kendisi gibi bir erkekle kendisinin sözünü dinlemeyerek kaçıyor.  İkinci bölüm olan Gizli Acılarda ise Julie’nin çekmiş olduğu değerli acıdan bahseder. Bölümden bir cümleyle anlatacak olursam; “Pişmanlıktan değil de, daha çok, boşa çıkmış umutlardan dolayı ölürüz biz.  ”  Otuz yaşında bölümü ise bir kadının olgun halini anlatır. Yeniden aşık olan bir kadını anlatır. Sonraki bölümlerde belli aralıkları atlayarak Julie’nin ölüme yolculuğu anlatılıyor.

 

Balzac kitabın kahramanı Julie üzerinden gençlikten yaşlılığa kadar kadınların tüm yaşlarına dair tespitlerini uzun paragraflar halinde ifade eder.  Özellikle teyze ve Julie arasında geçen diyaloglarda bu tespitlere rastlamak mümkündür. Bir kaç cümle alıntılayacak olursam : “ Kadınlarda duygularını pek parlak sözler söylemeden de belirtebilmek gibi eşsiz bir ustalık vardır; sözlerine daha çok, söyleyişleriyle, kımıldanışlarıyla, duruşlarıyla, bakışlarıyla anlam kazandırırlar. … bir kız mutluluğu, alışılmış düşüncelerin dışında, macera hayatında, hele annesinden uzak, hiçbir zaman bulamaz. ”

Kitap puanım ***10

2021-12-Günahın Üç Rengi-Madalyonun Öteki Yüzü-Gülseren Budayıcıoğlu

  İnsan psikolojisine ilgili olan her insanın okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Toplumumuzda yaşanmış vakalar kitaplaştırılarak gayet akıcı bir dille sunulmuş. İçinde bulunduğumuz toplumu tanımak ve görünmeyenleri görmek isterseniz mutlaka okuyun derim. Kitapta her insan için kaldırılabilecek ve kabul edilebilecek vakalar yok tabi ama farklı görüşlere de saygı duymamız gerektiği düşünülürse oldukça öğretici bir kitap.



İnsanların hayatın içinde konuşmaya dahi çekindiği konuları ele alan yazar her birinin hikayesini akıcı bir şekilde işlemiş.

Kitaptaki hikayeler çok etkileyici.Özellikle de dizide de izlediğimiz Meliha Hanım ve kızının hikayesi en etkileyici olanı...

Kitap puanım ****10


10 Mayıs 2021 Pazartesi

2021-11-Suç ve Ceza-F.M.Dostoyevski

Suç ve ceza kavramlarına özgürce bir bakış, ağır bir sorgulama, vicdanın yaptırım gücü üzerine bir yaklaşım... Sizi uçuruma düşürecek, en ağır kuşkularınızla cezalandıracak, sizden çok şey alacak ve aynı zamanda size çok şey kazandıracak bir roman.  İnsanın iç dünyasını bu kadar gerçek anlatan bir roman karşısında belki de korkacaksınız ve bu romandan sonra Dostoyevski’nin tadı hep damağınızda kalacak.




Kitabın başkahramanı Raskolnikov ise belki de yazıyla var olmuş en ilginç karakterlerden biridir. Hatta hayatımda tanıdığım en derin ve beni en derinden etkilemiş üç beş kişiden biridir diyebilirim. Etrafındaki duvarı yıkıp sevgiyi tekrar keşfedene kadar kör kararlılığından en ufak taviz vermemiştir .Elinde baltayla tefeci kadını öldürmeye gittiği sahne ise bence dünya roman tarihinde bir daha asla yazılamayacak kadar güçlüdür. Elindeki balta ve o baltaya vuran ay ışığı Dostoyevski’nin akıl almaz dehasını tekrar ve tekrar kanıtlar. Dostoyevski bir katilin hislerini nasıl bu kadar iyi biliyor bu ayrı bir tartışma konusu olmakla birlikte bir insanı öldürünce neler hissedileceğini merak edenlerin bunu yapmasına gerek kalmadan bu kitabı okuyarak da bu duyguları anlayabileceği bir eser yaratmıştır.




 


Raskolnikov kitabın başında 23 yaşındadır, kitap bittiğinde ise Sibirya’da kürek mahkûmu olarak hayatına devam etmekte olan ve sonsuza kadar yaşayacak bir kahraman...
Suç ve Ceza’dan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır artık..

Kitaptan Alıntılar

Şeytan en çok tövbe etmiş insanla uğraşır. Çünkü, kaybettiği bir askerini tekrar kazanmak ister...

Önce biraz ağladılar, ama alıştılar şimdi. Aşağılık insanoğlu her şeye alışır!

"Dünya hassas kalpler için cehennemdir.


-------

Kitaptan gerçekten çok etkilendimm!!!

Kitap puanım 1000!!!

29 Nisan 2021 Perşembe

2021-10-Mürebbiye-Hüseyin Rahmi Gürpınar

 Bu sene okuduğum 10.kitap ,Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Mürebbiye  adlı kitabı..

Fransa’da doğup büyüyen, rezil ve sefil bir yaşam süren Anjel, bir fırsat yakalayıp Zengin bir Türk ailesinin efendisine kendisini masum göstererek mürebbiyelik işini alır.. Evin 2 çocuğuna sözde Fransızca öğretiyor fakat aklı türlü oyunlardadır.. İstediği kazancı bu şekilde elde edemeyeceğini anlayınca da huylu huyundan vazgeçmez misali eski alışkanlıklarını burada da sürdürmeye karar verir ve koca yalının bütün erkeklerinin kafalarını çorbaya çevirir, kalplerini ise hiç karıştırmıyorum Zavallıcıklar Anjel’in aşkından deli divane olurken birde yaptıklarının gizli kalmasını sağlamak İçin türlü oyunlara girişirler.


Anjel ise bir süre sonra yaptığı planların ayağına dolanacağını fark ederek hamlesini değiştirir fakat bu değişiklik pekte işe yaramaz. Sonrasında olanlar ise tam bir keşmekeş kim kiminle birlik, kimden intikam alıyor, noluyor falan derken işin sonu ise sürpriz

2021-9 -Dünya Edebiyatından Seçme Öyküler

 Bu sene okuduğum 9.kitap ,İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kadın Koordinasyon Merkezi'nin hazırlamış olduğu Dünya Edebiyatından Seçme Öyküler  adlı kitabı..

Kitapta aşağıdaki resimdeki öyküler yer almakta..














Kitaptaki öyküler gerçekten sürükleyici...

  AĞAÇ EV SOHBETLERİ 258 Uzun zamandır blogta yoktum. Çalıştığım birim yoğun olunca bayağı ara verdim.. Haftanın konusu:  "2024 Paris O...