Ülkü ; Kanuni devrinin ve hemen sonrasının tarihini bu “dörtleme” ile anlatıyor. Kitabın arkasında yazan, “Tarihi roman değil, tarihin romanını yazıyor” tümcesine katılmamak elde değil. O kadar çok sayıda ve güvenilir kaynakçadan yararlanmış, olayların örgüsünü o kadar başarılı yapmış, karakterleri o kadar titiz betimlemiş ki hayran olmamak için, sevmemek için hiçbir bahane bulamıyorsunuz. İrdelediği konuların bazıları size ne kadar irkiltici gelirse gelsin, tarihi sevenler bilir ki, anlatılanlar hiç de mantık dışı değil. Dizi senaryosu hiç değil !.. “Bu bir roman nasıl olsa !” deyip geçemiyorsunuz. Sonra, düşünüp başka okuduklarınızla karşılaştırdığınızda, “neden olmasın ?” demeye başlıyorsunuz.
Kitap Hürrem’in, Süleyman’ın oğulları arasına nifak tohumları atmasıyla, onları birbirleriyle ve kaçınılmaz olarak babalarıyla mücadele etmelerine yönlendiren entrikalarını anlatarak başlıyor. Hürrem, şehzadelerden Selim’in padişah olmasını istiyor. Neden daha başarılı ve padişah olmak için daha yetkin olan Mustafa ve Bayezid değil de Selim ? Hadi Mustafa onun oğlu değil, başka bir neden olabilir mi ? İşte bunu öğrenmekle başlıyoruz şaşırmaya ..
Tabiii ki.. kitabın devamını burada anlatmayacağım çünkü çok sürükleyici...
Kitap puanım *10
Tarihi kitapları hiç sevemem. Hele entikalardan hiç hoşlanmam ama yine de tanıtım için çok teşekkürler.
YanıtlaSilneden sular ki acabaaa :)
YanıtlaSilGüzel yorumlarınız için çok teşekkür ederim :)
YanıtlaSil